31 Ocak 2014 Cuma

Böğürtlen Kışı - Sarah JİO


Tesadüfen tanıştığım bir yazar Sarah Jio.İlk kitabı Mart Menekşeleri'ni alırken Yağmur Sonrası da çıkmıştı.İkisini de almayı düşünmüş ama sonra tanımadığım bir yazarın iki kitabını birden almak istememiş ve tek kitapla yetinmiştim.Tabi sonra devamı geldi hepsi benim oldu:)

Şimdi Böğürtlen Kışı'nı da bitirdiğime göre Sarah JİO'nun sırası ile üç kitabını da okumuş oldum.Ben hikayeleri kadar dil ve  anlatımını da çok sevdim yazarın.
Bir de kitapların birbirinden güzel kapak tasarımlarını ...

***

Bu kitabı ve anlattığı hikayeyi az buçuk bildiğim için almayı ve okumayı erteleyip durdum.
Ama okumadan da geçmek istemedim ve çok ağlayacağımı bilerek başladım okumaya.Düşüncesi bile insanı kahreden bir olayı, yaşayan bir annenin çaresizliğini okumak çok zor çünkü.
Kitap bir yandan evladını arayan bir anneyi, bir yandan aşkına kavuşamamış bir kadını anlatıyor bize.Aslında bize tüm hikayeyi yine evladını kaybetmiş bir anne anlatıyor ve biz olayın aslını yıllar sonra ondan dinliyoruz.


Ağlarsınız  belki ama iyi ki okumuşum dersiniz emin olun.
Keyifli  ve bol okumalı günler dilerim.

30 Ocak 2014 Perşembe

Modern Bir Kır Evi...

Bana hayalindeki evi anlat deseler şöyle anlatırdım.
Verandasında keyif yapacağım bahçeli beyaz bir evim olsun.
Bahçesinde rengarenk çiçeklerim ve uyandığımda beni selamlayan ağaçlarım olsun  ve ağaçta mutlaka salıncak olsun ,salıncağa baktıkça içimdeki büyümeyen çocuk bana hep gülümsesin  derdim herhalde.Bir de içinden çocuk sesi eksik olmasın isterdim.
İşte alttaki ilk fotoğraf  sanki ben anlatmışım da beni dinleyen bir peri de istediklerimi çizmiş gibi.Çiçekler salıncaklı bir ağaç,verandada beni bekleyen mutlu bir masa.




İç dekorasyonunu çok beğendiğimi söyleyemem.Ben çok daha farklı dekore ederdim burayı.
Pehh oldu da dekore etmesi kaldı:)

***
Hayal kurmak ne güzel bir şey değil mi.Küçük büyük belki çokkk büyük.Ucu bucağı olmayan bir dünyada koş koşabildiğin kur kurabildiğin kadar.
İşte bu da benim hayalim, kim bilir belki gerçek olur bir gün.

Hayal kurmaktan vazgeçmeyecek kadar umutlu,
hayallerin peşinde koşacak kadar  mutlu olmanız dileğiyle.
Sevgiyle ve hep mutlu kalın.

kaynak : micasarevista

27 Ocak 2014 Pazartesi

20 Ocak 2014 Pazartesi

Kış Güneşi Güzelsin de Kar Nerede...

Dün biraz hava alalım diye attık kendimizi dışarı.Avm'leri işim olmadığı sürece sevmiyorum hele pazar günleri o yoğunluk beni hepten yoruyor.O nedenle aldık bisikleti,topu ,kovayı ,küreği doğru deniz kenarına.Hava o kadar güzeldi ki hani  kış olduğunu tek söyleyen takvimlerdi sanki.İnsanı deniz kenarında bile üşütmeyen bir hava ,pırıl pırıl bir gökyüzü ,masmavi deniz hangi mevsimde olduğunu unutturup insanı mutlu ediyor kısa süreliğine.Güneşi sıcağı sevmeyen yok ama bu mevsim böyle değildi eskiden.Büyükler der ya hani kışı kış gibi yaşayamadık diye havalar aynen öyle gidiyor.Kar yok yağış yok günlük gülistanlık hava telaşlandırıyor beni.
Şu fotoğraflara bakıp Ocak ayında kışın ortasında olduğumuza kim inanır ki.


Her mevsim tadında güzel.
Böyle fotoğraflar  çekmek için baharı bekleyebiliriz değil mi.
Biraz da kar sevinci yaşasak çocuklar gibi ne iyi olurdu.

Keyifli ve mutlu geçsin haftanız.
Sevgiler.


19 Ocak 2014 Pazar

Mutlu Pazarlar...


Keyfini çıkartacağınız uzun bir pazar geçirmeniz dileğiyle...
Mutlu pazarlar.

18 Ocak 2014 Cumartesi

Kır Çiçeği Tepesi-Kimberley Freeman


Hani bazı yerler vardır ya daha kapısını görür görmez içerideki sıcaklığı sevgiyi hisseder ve içeri girmek için sabırsızlanırsınız işte bu kitabın kapağı da bende aynı duyguları uyandırdı.
İçeride beni güzel bir hikayenin beklediğini düşünsem de bir müddet 
kapağını seyretmekten alamadım kendimi.
***
Kır Çiçeği Tepesi benim sevdiğim tarzda iki kuşağın hikayesini birleştiren bir kitap.
1929 'larda Beattie ile başlayan hikaye 2009'da Emma ile devam ediyor.
Önce Beatie 'yi tanıyoruz.Kucağında kızıl saçlı bir kız zorluklar içinde boğuşuyor,yokluğu çaresizliği yaşıyor ,tam artık olmayanını da kaybetti derken kadın ve anne olmanın azmi ile adeta küllerinden doğuyor  ve güçlü bir kadın çıkıyor karşımıza.Sonra aşk dokunuyor yüreğine ve sonra aşkın imkansızlığı ve kazandığı onca şeyden sonra yitirdikleri sızlatıyor insanın yüreğini.

Emma'nın hikayesi ise Londra'da balerinken sakatlanıp evine dönmesi ve ona miras kalan Kır Çiçeği Tepesi'ni satmak için Tazmanya'ya  gelmesiyle başlıyor.Burada onu bekleyen onca anıdan sonra çok sevdiği  büyükannesini sırlarıyla yeniden tanıyor ve Beattie'nin hayat hikayesi Emma'nın kendini bulma hikayesine dönüşüyor.


Bu kadar yeter sanırım  çok güzel bir kitap olduğunu belirtip kaçayım ben.
Okuyun mutlaka,seveceğinize eminim.

Harika ve dilediğiniz gibi geçsin hafta sonunuz.
Sevgiyle ve daima mutlu kalın.


17 Ocak 2014 Cuma

Bir Yazlık...

Daha giriş kapısını görür görmez insanın yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmasına sebep olan bir ev daha doğrusu yazlık bir ev burası.
Dört bir yanından ışık alıyor olması sevmemin ilk nedeni olabilir.
Diğer nedenleri tek tek saymama gerek yok sanırım.Fotoğraflar benden daha iyi anlatıyor.

Böyle bir yerin fotoğrafları beni bu kadar mutlu ediyorsa burada yaşasam kim bilir nasıl olurum.
Hayal etmeye devam,belki bir gün gerçek olur.

micasarevista

15 Ocak 2014 Çarşamba

Yaz Kızım...

Yazıp çizmeyi,karalayıp silmeyi ve siyahı sevenlere gelsin bu görseller...
















Pinterest